Ruşen Çakır, ‘Habertürk’ün laneti’ni yorumladı! ‘Fatih Altaylı, Veyis Ateş, Kenan Tekdağ…’
Habertürk’ün geçmişte yaşadığı skandallara dikkat çeken Ruşen Çakır, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Alo Fatih, Fatih Altaylı, Veyis Ateş, Kenan Tekdağ gibi örnekleri sıralayan Ruşen Çakır, “Birtakım televizyonlar, internet siteleri vs. gibi şeylere sahip olanlar ya da buralarda yöneticilik yapanlar, güçlerini birtakım kişisel hesapları için, para için kullanabiliyorlar. Habertürk bu anlamda çok çarpıcı bir örnek. Bir tür lanetli bir yer gibi” dedi.
Ruşen Çakır, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un uyuşturucu gerekçesiyle tutuklanması ve görevden alınması olayını başlangıç noktası alarak, Habertürk’ün 25 yılı aşkın süregelen tarihinde yaşanan skandallar ve hukuki süreçlerle dolu geçmişini “Habertürk’ün laneti” başlığı altında inceledi ve çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
“SUÇLARI SABİTLENMEDİĞİ MÜDDETÇE HERKES MASUMDUR…”
9 Aralık Salı günü Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, uyuşturucu soruşturması kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile İstanbul İl Jandarma ekipleri tarafından evinde gözaltına alındı ve Jandarma İl Komutanlığı’na götürüldü. TMSF bu gelişme üzerine Mehmet Akif Ersoy’u Habertürk TV Genel Yayın Yönetmenliği görevinden aldı.
Habertürk’ün Türkiye medyasında hep birtakım skandallarla kendini hatırlattığını söyleyen Ruşen Çakır, masumiyet karinesinin önemine dikkat çekti:
“Mahkemeler tarafından suçları sabitlenip cezalandırılmadıkları müddetçe herkes masumdur. Dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy ve diğer gözaltına alınanlara suçlu muamelesi yapılması asla kabul edilemez. Özellikle gazetecilerin bunu çok iyi bilmesi gerekiyor. İkinci bir husus da uyuşturucu kullanımı suç mudur tartışması dünyada çok yapılıyor. Türkiye henüz bunun uzağında ama bazı ülkeler bunu suç olarak görmüyorlar. Uyuşturucu kullananların tedavisi gibi yöntemlerle bu sorunu çözmeye çalışıyorlar. Tabii ki yasadışı uyuşturucu temin edenler, bunları piyasaya sürenlerin yaptıklarının suç olduğu ayrı bir husus. Ben şahsen uyuşturucu kullanımının suç olmasının çok doğru olduğuna inanmayanlardanım. Ama benim gibilerin sayısının az olduğunu da biliyorum.”
“UFUK GÜLDEMİR’İN ÇOK YARATICI FİKİRLERİ VARDI…”
Habertürk’ün 1999 Kasım ayında Ufuk Güldemir’in kurduğunu hatırlatan Çakır, “Ben de kendisini çok yakından tanırdım. Beraber Milliyet’te çalıştık. Olağanüstü bir insandı ama zor bir insandı. Çok yanlışı vardı ama çok yaratıcı fikirleri vardı. Onun derdi okutmak, izletmekti. 1999’da Türkiye’nin ilk haber sitesi haberturk.com’u kurdu. Çok şaşırtıcı bir şekilde ilgi çekti ve daha sonra oradan aldığı güçle Eylül 2001’de Habertürk Televizyonu’nu kurdu” ifadelerini kullandı.
Devamında Habertürk’ün gazete de çıkardığını ancak ömrünün uzun olmadığına dikkat çeken Ruşen Çakır, “Bir de radyo kurdu, o devam ediyor. Gazete başarısız oldu. Ama televizyon, haber kanalı olarak belli bir standardı, belli bir izleyiciyi yakalamıştı ve orada da hep aynı şekilde çarpıcı işlerle, çok az parayla bu televizyonu yaptı. Pankreas kanseriydi. 2007’de hayatını kaybetti. Daha sonra da zaten Habertürk’ü Ciner grubu satın aldı” diye konuştu.
“HAYATIMDA ATILDIĞIM TEK YER…”
Habertürk gazetesinin başında Fatih Altaylı’nın yer aldığını ve kurumun Türkiye’deki diğer gazetelere kıyasla daha küçük ölçekli olmasına rağmen önemli bir başarı elde ettiğini söyleyen Çakır, devamında kendi deneyimini paylaştı.
Fatih Altaylı’nın kuruluş aşamasında kendisine de teklif götürdüğünü ancak o dönemde çalıştığı Vatan gazetesi ile aynı anda görev yaptığı NTV’nin baskıları nedeniyle bu teklifi kabul etmediğini ifade eden gazeteci, daha sonra kısa bir süre Habertürk’te çalıştığını belirtti ve 2016 yılı Ocak ayında görevine son verildiğini aktararak, bunun kariyerinde işten çıkarıldığı tek yer olduğunu dile getirdi.
HABERTÜRK’ÜN LANETİ…
“Habertürk’ün öyküsüne baktığımızda… Mesela Ufuk Güldemir’in erken kaybı ve daha sonra bir ‘Alo Fatih’ olayı var -Fatih Saraç-… O dönemin başbakanı Erdoğan’dan gelen uyarılar ve talimatlarla Habertürk’ü dizayn etmeye çalışıyordu. Ama Fethullahçılar bunu sızdırdı ve Türkiye’ye ‘Alo Fatih’ diye bir kavram yerleşti. Bir ilk büyük skandalı bu oldu Habertürk’ün” diye devam eden Ruşen Çakır, şöyle devam etti:
“Gazeteyi de kapattılar 2018’de. Ve sonra peş peşe yaşanan gelişmeler… Ciner grubu her şeyi Can Holding’e sattı. Kısa bir süre sonra da Can grubu yöneticileri tutuklandılar. Bazıları kaçtı, bazıları tutuklandı. Ciner grubundan Can Grubu’na geçişte kritik isim olan Kenan Tekdağ önce gözaltına alınıp sonra ev hapsiyle bırakıldı. Ama sonra tekrar bir soruşturma sonucu tutuklandı. Tabii Fatih Altaylı meselesi de var… Altaylı Habertürk’ten ayrılmıştı ama orası ile özdeşleşmiş bir isimdi. Fatih Altaylı’yı da sudan sebeplerle tutukladılar. Bu arada Veyis Ateş, Habertürk’ün öne çıkan isimlerinden birisiydi. Onun da Sedat Peker’in yaptığı birtakım ifşaatlardan sonra başına birçok şey geldi. Ve en sonda da Mehmet Akif Ersoy olayı.”
“BİR TÜR LANETLİ BİR YER GİBİ…”
Habertürk’teki birçok kilit ismin şu anda adli tatbikat altında olduğunu da söyleyen Çakır, Fatih Altaylı’yı ayrı tutarak şu değerlendirmede bulundu.
“Bu isimlerin hiçbirisi, gazetecilik faaliyetiyle ilgili işler değil. Bu da bize şunu gösteriyor: Birtakım televizyonlar, internet siteleri vs. gibi şeylere sahip olanlar ya da buralarda yöneticilik yapanlar, güçlerini birtakım kişisel hesapları için, para için kullanabiliyorlar. Ve tabii bunların başına gelen her şeyde sonuçta dönüp dolaşıp biz gazetecilerin hanesine olumsuzluk olarak yazılıyor. Habertürk bu anlamda çok çarpıcı bir örnek. Bir tür lanetli bir yer gibi.”
Tarih: 11-12-2025